19-20 OCAK YOĞUNYOKUŞ KAYAK EVİ GEZİSİ

19-20 Ocak tarihlerinde 170 izcinin katıldığı iki ayrı grupla yaptığımız gezimiz zihinlerde tatlı hatıralar  bıraktı. Cumartesi günü yapılan ilk  gezide servilerle kayak tesislerine gelen izcilerimizin gördüğü manzara bir kartpostal güzelliğini içinde barındırıyordu. Sert rüzgarlar, ağaçları eğip bükerken  bir taraftan da uğultular çıkarıyordu. Sobanın başına kümelenmiş izcilerimizin duygularını kelimelere serip dökseydik kim bilir hangi efsunlu hikayeler çıkardı. Kim bilir, şimdiye kadar hiç rüzgarı bu kadar yakından duymamış, sobanın sıcaklığının hiç farkına varmamışlardı. İzcilik dedikleri şey acaba elimizdeki farkına varamadığımız nice nimeti hatırlatan bir oyun muydu, yoksa gerçek hayatın taa kendisi mi ...

  İzcilerimiz bir taraftan Sivas İzcilik Kulübü icadı olan uçan halılarla kayarlarken bir taraftan da mangalda pişen mis gibi sucukları mideye indiriyorlardı. Bu arada çılgın Tevfik hocanın çığ altında kaldığı haberleri dilden dile dolaşmaya başladı. Kaza küçük fakat muhabbeti çook uzun yıllar sürecek olan bu olayın mimarı Tevfik liderimiz rivayetlere göre kayarken  dizlerine kadar kara battığını anlamamış olacak ki bir daha bir daha diye bağırıyormuş :) 

   Bu keyifli dakikalar arasında dünyanın çeşitli bölgelerinde bu kış şartlarında permeperişan halde göçe zorlanan müslüman  kardeşlerimizi de anmadık değil. Ya biz bu ağır şartlarda göç ediyor olsaydık deyip boğazımıza düğümlenen duygularımızı içimize gömdük. Allah'ım sen kardeşlerimize yardım et diye içten içe dualar gönderdik.

  Evet çocuklarımız her etkinlik sonunda olduğu gibi evlerine gidecekler ve anneleri soracak  : 'Evladım bugün ne yaptınız ' diye . Cevap şöyle mi olur acaba : 'Anne donduk donduk.' ama tabiidir ki kısa ve çocuksu cümleleriyle ne arkadaşlarıyla paylaştıkları duyguları ne de sobanın sıcaklığını ve  hayatın mücadele olduğunu anlatamadılar. 

      Olsun biz meyvelerimizi topladık . Maksadımız hasıl olduysa ne mutlu bizlere.

Yorumlar